Biyomimikri - Doğalaşım Nedir?

Biyomimikri, doğadan ilham alan ve sürdürülebilirlik odaklı bir tasarım yöntemidir. Farklı bilim alanlarından - örneğin biyoloji, kimya, fizik, matematik, tasarım veya teknoloji - fikirleri ve yöntemleri içerir. Biyomimikri sadece bir tasarım yöntemi değildir; bu nedenle eğitim de dahil olmak üzere birçok alanda uygulanabilir.

Doğa, insanlığın en büyük meselelerine yardımcı olabilecek kadar zengin bir bilgi kaynağına sahiptir. Biyomimikri terimi ilk kez Janine Benyus'un 1997 yılında yayımlanan 'Biomimicry: Innovation Inspired by Nature - Biyomimikri: Doğadan İlham Alan Yenilikler‘ adlı kitabında kullanıldı. Kelime, Yunanca "bios" yani yaşam ve "mimic" yani taklit dense de aslında " aynı veya benzer etkilerinin olması"  anlamına gelen kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur. Özetle, Biyomimikri tanımı için "Sürdürülebilir tasarım için doğanın bilgisini kullanma” diyebiliriz.

Biyomimikri konseptiyle ilgili olarak Türkçede biyonik, biyomimetik gibi farklı terimler kullanılsa da, bilimsel olarak biyomimikri terimi farklı yaklaşımlar içermektedir.

Benyus, biyomimikriyi dokuz temel prensipte tanımlamıştır ve bu prensipler detaylı olarak modüllerde açıklanmaktadır.

  1. Doğa güneş enerjisiyle işler.
  2. Doğa, sadece gerektiği kadar enerji kullanır.
  3. Doğa, formu işlevle uyumlu hale getirir.
  4. Doğada her şey tekrar kullanılır.
  5. Doğa işbirliğini ödüllendirir.
  6. Doğanın temeli çeşitliliktir.
  7. Doğa, yerel koşullara dayalıdır. / Doğa yerel uzmanlık talep eder.
  8. Doğa dengeyi hedefler.
  9. Doğada hiçbir şey sınırsız değildir. / Doğa sınırlarının gücünden yararlanır.

Yukarıdaki prensipler doğanın sürdürülebilir bir sistem olarak çalışma prensiplerini açıklar. Doğayı bir bütün olarak ele alıp, inceler.

Biyomimikri düşüncesinin üç temel unsuru vardır: etik, doğayla (yeniden) bağlantı ve benzer biçimde uygulama.

Etik, biyomimikriyi neden takip etmemiz gerektiğine dair felsefi bir temel sağlar. Biyomimikri, doğanın saygıyı hak ettiği inancına dayanır.

Doğayla (yeniden) bağlantı, insanların da doğanın bir parçası olduğunu hatırlatır. İnsanlık, doğadan bağımsız hale gelmeye çalıştı - Benyus'un ifadesiyle - doğayı ve insanlığı sıklıkla iki ayrı şey olarak düşünüyorlar. Biyomimikrinin bir amacı bu iki kısmın "yeniden birleştirilmesi".

Benzer biçimde uygulama, biyomimikrinin uygulama yönüdür: doğanın temel prensiplerini ve stratejilerini anladığımızda, sürdürülebilir çözümler arayışında bize yardımcı olarak, doğadan öğrendiğimiz fikirleri uygulayabiliriz.

Biyomimikri, yeni bir şey değil denilebilir, çünkü insanlık her zaman doğadan birçok şey öğrenmiştir. - örneğin, insanın en temel ihtiyacı olan barınma için kullanılan çadırlar bile doğadaki birçok yapıdan öğrenilmiştir. Yeni olan şey, bilinçli farkındalık ve doğayla (yeniden) bağlantıdır. Günümüzde doğanın gözlemlenerek geliştirildiği birçok icat bulunmaktadır. Bu modüllerde, bu konulara dair birçok örnek bulacaksınız: dikenli bitkilerin tutunma yapılarından geliştirilen kırpıcılar, basınç farkına dayanıklı kuş gagasından uygulanan süper hızlı tren tasarımları veya gekko ayak tabanından öğrenilen ve icat edilen nano yapıda yapışkan bant gibi.

Biyomimikri tasarım sürecinin iki temel yaklaşımı vardır:

Birincisi, biyolojiye yönelik bir yaklaşım benimseyebiliriz - bir canlıyı veya sistemleri gözlemleriz ve ondan ne öğrenebileceğimizi sorarız; İkincisi, belirli bir problem için bir çözüm ararız - doğanın nasıl çözdüğünü gözlemleyerek bir çözüm geliştiririz. Bu yöntemler hakkında daha fazla bilgiyi, 'Harika Canlılar' modülünde bulabilirsiniz.

Sık Kullanılan Kaynaklar:

Biyomimikri konusunda temel kaynak olan kitabın yazarı ve yayınevi; Benyus, Janine M. (1997). Biomimicry – Innovation Inspired by Nature ( Biyomimikri - Doğadan ilham Alan Yenilikler ). William Morrow, New York, ABD.